• 01-Yillar-Boyunca-a96
  • 02-Neden-Uyandirdin-a96
  • 03-Issiz-Ada-a96
  • 04-Sen-Burada-a96
  • 05-Zor-Bulunan-a96
  • 06-Derdim-Hic-Himseyle-No-1-a96
  • 07-Derdim-Hic-Himseyle-No-2-a96
  • 08-Su-Hale-Bak-a96
  • 09-Neyin-Pesindeyim-a96
  • 10-Sevgililer-Gunu-a96
  • 11-Susamis-Bir-Ruh-a96
  • 12-Vasiyet-a96

Yıllar Boyunca (Aralık 1994)
Söz ve müzik: Gökalp Baykal

Her geçen gün, yıllar boyunca
Bir şeyler alıp götürdü benden
Sabah güneş daha doğmadan
Kaçmak çoktan girmiş aklıma

Çok köprüler atıldı
Çok tekneler yakıldı
Çok bilenler yanıldı
Yarın dünden yakındı
Yağmurlar dinmeden yağdı
Kaç kişi ayakta kaldı
Bir tek sen düşmedin dilden

Yalnız insan yıllar boyunca
Binlerce insanın içinde
Yüzler geçer sözler uçarken
Bir el bulamazken tutacak

Çok köprüler atıldı
Çok tekneler yakıldı
Çok bilenler yanıldı
Yarın dünden yakındı
Yağmurlar dinmeden yağdı
Kaç kişi ayakta kaldı
Bir tek sen düşmedin dilden

Bomboş ıssız sokak boyunca
Kaldırımda bir küçük çocuk
Bakar belki rastlarım diye
Oysa sen bir başka dünyada

Çok köprüler atıldı
Çok tekneler yakıldı
Çok bilenler yanıldı
Yarın dünden yakındı
Yağmurlar dinmeden yağdı
Kaç kişi hayatta kaldı
Bir tek sen düşmedin dilden

Neden Uyandırdın (Temmuz 1996)
Söz ve müzik: Gökalp Baykal

Yüzlerce yıl süren bir uykudan uyandım şimdi
Gözlerim nasıl kamaşmış, kaslarım tutulmuş
Adımı bile hatırlamak bana çok zor gelmekte

Neden uyandırdın beni, ne güzel tam da dalmıştım
Neredeyim kaç yılında, bu camdan tüpün içinde
Neden uyandırdın beni, ne güzel tam da dalmıştım
Söyle ne işim var burada
Sen kimsin, hele ben kimim?

Her kafadan bir ses çıkarken incelenmekteyim, ha ha ha…
Sanallar gerçeklerle, bilimse kurguyla
Görüntüler seslerle uyumsuzluk içinde

Neden uyandırdın beni, ne güzel tam da dalmıştım
Neredeyim kaç yılında, bu camdan tüpün içinde
Neden uyandırdın beni, ne güzel tam da dalmıştım
Söyle ne işim var burada
Sen kimsin, hele ben kimim?

Sarsma durmadan, başım çatlıyor inan
Kemiklerim plastikten, tenim düm düz muşambadan
Kalbim baskılı devre, beynimse integre

Neden uyandırdın beni, ne güzel tam da dalmıştım
Neredeyim kaç yılında, bu camdan tüpün içinde
Neden uyandırdın beni, ne güzel tam da dalmıştım
Söyle ne işim var burada
Sen kimsin, hele ben kimim?

Sen Burada (Mart 1994)
Söz ve müzik: Gökalp Baykal

Hani geçersin ya eski sokağında
Aşınmış anılar kucaklar seni
Kolları sökülmüş bir ceket üstünde
Camları kırılmış bir evin önünde

İnsan döner bir bakar ardına
Yıllar orada sen burada

Silahlar konuşur farklı dillerden
İnsanlar tükenir benzer nedenlerden
Büyükler seslenir saçma antenlerden
Yıllar sonra bir gün aynı gözlerden

İnsan döner bir bakar ardına
Yıllar orada sen burada

Bir şarkıdır duyduğum radyoda
Bir tek adam elinde gitarıyla

İnsan döner bir bakar ardına
Yıllar orada sen burada

Köşe kapmacalar, gözünü oymalar
Tependen bakanlar, yanında olanlar
Bunları bilmeden geçip gider yıllar
Bunları çözmeden bitmeyen sınavlar

İnsan döner bir bakar ardına
Yıllar orada sen burada

Zor Bulunan (Nisan 1991)
Söz ve müzik: Gökalp Baykal

Her şey bitti deme anlamsız
Bak yeni yeni başlıyor yaşam
Yıllar geçti de yitirmedim inan
Ne sevgimden ne arzumdan

İlk günkü gibi çılgın gözlerim
Derinden tütüyor volkan
Yıllar geçse de soğumadı inan
Ne yağmurdan ne rüzgardan

Binlerce binlerce çiçek, günlerce günlerce aşk
Sonsuzca sonsuzca okşayış akıp giden saçlarında

Kırılmış kalma böyle anlamsız
Bak yeni doğuyor güneş
Yıkılırken duvarlar peş peşe
Ayakta dimdik önyargı

Umutsuz bakma böyle anlamsız
Bak yeni kopuyor zincir
Gemiler yanaşmış rıhtıma
Halatlar gergin limanda

Binlerce binlerce çiçek, günlerce günlerce aşk
Sonsuzca sonsuzca okşayış akıp giden saçlarında

Yetmez gücüm deme anlamsız
Sen kaldın dağın başında
Çakallar çıkmıştı ininden
Hiç yılmadın yorulmadın

Dökülmüş saçılmış
Yükselen değerler değersizlikler
Birlikte çıkarttık ortaya
Bu sevgiyi zor bulunan

Binlerce binlerce çiçek, günlerce günlerce aşk
Sonsuzca sonsuzca okşayış akıp giden saçlarında

Binlerce binlerce çiçek, günlerce günlerce aşk
Sonsuzca sonsuzca okşayış bıkmadan yüzyıllar boyu

 

Derdim Hiç Kimseyle No 1 (Mayıs 1990)
Söz ve müzik: Gökalp Baykal

Görüşemez olduk senle bugünlerde
Görüşemez olduk senle bugünlerde
Bir zamanlar orada burada
Sonra hiçbir yerde
Orda burada şurada hiçbir yerde

Seni seviyorum sanma, sevmek değil bu
Seni seviyorum sanma, sevmek değil bu
Bir anlık tutku
Bir arzu, heyecan bu
Bir anlık tutku heyecan bu

Seni sevmiyorum sanma, nefret değil bu
Seni sevmiyorum sanma, nefret değil bu
Bir yüzyıl bir saniye
Hep seninle birlikte
Her yüzyıl bir saniye birlikte

Kafa buluyorum sanma kendimle
Kafa buluyorum sanma kendimce
Ne senle ne onla bunla
Derdim hiç kimseyle
Onla bunla şunla hiç kimseyle

Derdim Hiç Kimseyle No 2 (Mayıs 1990)
Söz ve müzik: Gökalp Baykal

Görüşemez olduk senle bugünlerde
Görüşemez olduk senle bugünlerde
Bir zamanlar orada burada
Sonra hiçbir yerde
Orda burada şurada hiçbir yerde

Seni seviyorum sanma, sevmek değil bu
Seni seviyorum sanma, sevmek değil bu
Bir anlık tutku
Bir arzu, heyecan bu
Bir anlık tutku heyecan bu

Seni sevmiyorum sanma, nefret değil bu
Seni sevmiyorum sanma, nefret değil bu
Bir yüzyıl bir saniye
Hep seninle birlikte
Her yüzyıl bir saniye birlikte

Kafa buluyorum sanma kendimle
Kafa buluyorum sanma kendimce
Ne senle ne onla bunla
Derdim hiç kimseyle
Onla bunla şunla hiç kimseyle

Sabah oldu bak yine gevezelikle
Sabah oldu bak yine gevezelikle
Bir sözcük için bin cümle
Hepsi birden doğaçlama
Her sözcük bin cümle doğaçlama

Beni yorma ne olur bürokrasiyle
Beni yorma ne olur kağıt kalemle
Evrak, kayıt, kaşe, imza…
Hepsi bir bir işkence
Kayıt, kaşe, imza, işkence

Kafa buluyorum sanma kendimle
Kafa buluyorum sanma kendimce
Ne senle ne onla bunla
Derdim hiç kimseyle
Onla bunla şunla hiçbirinizle
Ne senle ne onla bunla
Derdim hiç kimseyle
Onla bunla şunla hiçbirinizle

Şu Hale Bak (Eylül 1995)
Söz ve müzik: Gökalp Baykal

Aşk denen küçük şey
Ele avuca sığmaz ya
Tam ondan kurtuldum derken
Ansızın bir infilak

“Yangın çıkar mutfakta
Bir paniktir salonda
Hem uzakta hep yakında
Aklım kalmaz başımda”

Aşıksın sen aşıksın
Aşk için yaratılmışsın
Aşıksın ama gel de bir şu hale bak

Aşk denen küçük şey
Ele avuca sığmaz ya
Bir gün her şey bitti derken
Ansızın bir infilak

“Bugün puslu, çok sevimsiz
Gözlükler buğulanmış
Sabah başka renkteydi
Akşam pembe ağaçlar”

Aşıksın sen aşıksın
Aşk için yaratılmışsın
Aşıksın ama gel de bir şu hale bak

Aşk denen küçük şey
Ele avuca sığmaz ya
Üstünden yıllar geçer ve
Ansızın bir infilak

“Telefondadır sevgilim
Aynı masalı anlatır
Piyanoma sorsam söylerdi
Kim kimi en çok üzendi”

Aşıksın sen aşıksın
Aşk için yaratılmışsın
Aşıksın ama gel de bir şu hale bak

Neyin Peşindeyim (Temmuz 1996)
Söz ve müzik: Gökalp Baykal

Neyin peşindeyim
Saçlar ağarmadan
Yüzler kırışmadan
Neyin peşindeyim

Hangi çocukluğun,
Hangi sıcaklığın
Sonsuz masumluğun
Hangi

Neyin peşindeyim
Sökmeden şafak
Isınmadan yatak
Neyin peşindeyim

Hangi yasak düşün
Hangi yaban gülünün
Kururken gördüğüm
Hangi

Neyin peşindeyim
Rüzgarlar dinmeden
Dallar kırılmadan
Neyin peşindeyim

Hangi buzdan kalbin
Hangi durmuş saatin
Son kez batan güneşin
Sanki

Neyin peşindeyim
Fenerler sönmeden
Sirenler susmadan
Neyin peşindeyim

Hangi çocukluğun
Hangi yasak düşün
Hangi buzdan kalbin
Hangi

Sevgililer Günü (Ağustos 1996)
Söz ve müzik: Gökalp Baykal

Her sabah zorunlu ayrılmak
Gün boyu hep düşünü kurmak
Elimden gelen bir tek bu mu?

Telefonlar çalar duyulmaz
Aynı şarkı hep dilimde
Her gün sevgililer günü seninle

Basmakalıp sözler tükendi
Kafiyeler alışkanlıktandı
Saatler geçmek bilmez gibi

Kemiren içimi anlamsızmış
Bilmesem de öğrenince
Her gün sevgililer günü seninle

Kimine her gün bayram derler
Kimi betermiş kudurmuştan
Takvimde gün saymaya gerek var mı
Bugün sevgililer günü sevince

Akşam olmuş herkes evde
Tekir kıvrılmış sepette
İşten dönmek her şeyden güzel

Sulanmak ister tüm çiçekler
Göz kırpar hınzır biçimde
Her gün sevgililer günü seninle

Binlerce binlerce çiçek
Günlerce günlerce aşk
Her gün sevgililer günü seninle

Binlerce binlerce çiçek
Günlerce günlerce aşk
Her gün sevgililer günü seninle

Vasiyet (Temmuz 1996)
Söz ve müzik: Gökalp Baykal

Yıldızlar küçülmüş
Uyanan gökyüzünde
Sonbahar yüzerken
Derenin köpüğünde
Bir adanın kıvrılıp giden
Bozuk yollarında
Kalbim durursa dursun
Senin kollarında

Günün ilk ışıkları
Esneyen o vadide
Gecenin son baykuşu
Görevden dönüşünde
Bir sabahın çağlayıp giden
Altın oluğunda
Kalbim durursa dursun
Senin kollarında

Sirenler çağırsa da
Gidilmez uzaklıkta
Kekikten bir denizin
Oynaşan sularında
Şu aynadan yansıyan
O ıssız korulukta
Kalbim durursa dursun
Senin kollarında